Yabani İğde

Yabani iğde (Hippophae rhamnoides), iğdegiller (Elaeagnaceae) familyasından dikenli bir iğde ağacı türü.

Anavatanı Avrasya olan bu bitkinin adı Yunanca’da at anlamına gelen “hippo” ve parlamak anlamına gelen “phaos” sözcüklerinden türetilmiş. Bununla ilgili bir de efsane var, atları çok seven Yunanlılar savaşlarda güçten düşen atları öldürmeye kıyamayıp doğaya salarmış ve doğaya saldıkları atların bazıları iyileşerek geri dönermiş. İşte bu mucizevi iyileşmenin nedeni güya doğada yabani iğde yemeleriymiş.

Günümüzde de ince dalları ve sarımsı kırmızı meyvaları atlara yem olarak vermenin hem onların kilo alarak güçlenmesini, hem de tüylerinin parlamasını sağladığına inanılıyor. Yunan mitolojisinde kafasında saç yerine yılanlar bulunan canavar Medusa’nın dökülen kanından doğduğuna inanılan efsanevi kanatlı at Pegasus’un da en sevdiği şey dağlarda yetişen yabani iğdeymiş. Kim bilir belki de bu güzel hayvana uçma yeteneği veren de bu meyvalardır...

Masal dünyasından gerçeklere dönelim biz yine. Yabani iğdeye dağlık bölgelerde, göl ve nehir kıyılarında, kumul ya da taşlık arazilerde rastlayabilirsiniz. Bitki bahar sonundan yaz başına kadar yeşilimsi sarı gösterişsiz çiçeklerini açtıktan sonra sonbaharda meyvaya duruyor. Tarla ardıç kuşlarının (Turdus pilaris, hani şu “Alouette gentille Alouette, je te plumerai la téte” diye söylenen Fransız çocuk şarkısında “tüyleri yolunmak istenen” kuşcağız!) ve daha pek çok kuşun kışın temel gıdası haline geliyor bu meyvalar.

Bilinen 7 farklı türü var ama bunlardan 2’sinin melez olduğunu düşünülüyor. Bizdeki yöresel adı “çıçırgan” ama yabancılar ona “deniz geyikdikeni” adını vermişler fakat bu bitkiyi daha önce anlattığım “deniz üzümü” (Epehdra distachya, ya da bizdeki adıyla Ebucehil çalısı) ile karıştırmamak gerekiyor. Nemli toprakları seven yabani iğdenin oldukça ekşi meyvalarından reçel, jöle, likör ve şarap üretilebiliyor. Fakat sivri ve büyük dikenleri nedeniyle meyvalarını toplamak biraz zor.

Yabani iğdeyi dünyada en fazla üreten ülke Çin Halk Cumhuriyeti ama Moğolistan, Rusya, Kanada ve ABD’nin kuzeyinde de yetiştiriliyor. Hatta dikenleri olmayan türlerinin üretilmesine çalışılıyor. Bitkinin meyvaları tam bir C vitamini deposu, ayrıca postasyum, mangan ve bakır gibi minareller de içeren besleyici bir gıda.

Rus kozmonotları uzaya çıktıklarında vitaminsiz kalmamak için bu meyvanın suyunu içer, kozmik radyasyondan etkilenmemek için de meyvalarının püresini ciltlerine sürerlermiş. Çünkü meyvalardan elde edilen yağın iltihap giderici, ağrı kesici ve mikrop öldürücü özelliği bulunuyor. Bitkiden mide ve bağırsak hastalıklarını, rahim ağzı kanserini ve çeşitli cilt hastalıklarını tedavi etmek için faydalanılıyor...

Yabani iğde bahçelerde ise daha çok doğal çit olarak kullanılıyor. Ayrıca erezyona karşı önlem olarak da dikiliyor çünkü bitkinin yayılıcı kök sistemi toprağı bir arada tutabiliyor. Bunun yanında nemi koruyucu ve topraktaki azot miktarını artırıcı özelliği de var. Yabani iğdeyi daha zahmetsizce çoğaltmak isterseniz köklerini ayırarak yapmanız öneriliyor. Ayrıca meyvasını almak isterseniz bitkimizin dioik olduğunu hatırlatalım. Yani kanatlı at Pegasus’un arasıra sizin bahçenize de uğramasını istiyorsanız (!) bahçenizde bir erkek ve bir de dişi bireyini bulundurmalısınız. Tabi erkek ve dişi bireyleri ayırt etmenin tek yolu ise bitkinin çiçeklenme mevsimini kaçırmamak. Kolay gelsin

Yabani İğde

Hippophae Rhamnoides

Çalı

Boy : 1.8-2.4 m

Toprak Ph : 5.6-6.5

Sulama İhtiyacı : Nemli Toprak

Konum : Güneş ve yarı gölge

Çiçeklenme : Bahar sonu - Yaz başı

Üretim Yöntemi : Kök ayırma