Kökboya Bitkisi

Akdeniz kökenli olup orta ve batı Anadolu’da çokça yetiştirilen çiçekli çok yıllık bir bitki olan Kökboya bitkisi veya Rubia tinctorum’u tanıyor musunuz?...

1,5 metreye kadar uzayabilen ve kazık kök yapan bitkinin küçük beş taç yapraklı çiçekleri Haziran’dan Ağustos’a dek açıyor ve çiçekler solarak yerlerini kırmızıdan siyaha dönen meyvalara bırakıyor. Nemli ve geçirgen olmayan toprakları seven, dünya tarihinde iplik boyamada kullanılan ilk bitki olduğu söylenen Kökboya bitkisinin köklerinden alizarin ve parparin adlı boyar maddeler elde ediliyor. Bu boyar madde dünyada “Türk kırmızısı” adıyla biliniyor ve ilk olarak Manisa-Alaşehir’de kullanıldığı sanılıyor.

Bir hipoteze göre Türk kırmızısının hikayesi şöyle: bitkinin boyama tekniği Hindistan’da keşfedilerek Türkiye’ye getirilmiş. Boyanın elde edilme sürecini bizden öğrenen Yunan kökenli işçilerin Fransa’ya göç etmesiyle 18. yüzyıldan itibaren Fransızlar da bu bitkiyi sahiplenmişler. Fakat Hollandalı ve İngiliz casuslar Fransızların elindeki bu değerli sırrı elde edince 1820’lerde Türk kırmızısı ile renklendirilmiş pamuklu kumaşlar İngiltere’de moda oluvermiş (!).

Bitkinin ilk yılında çıkarılan kökünden elde edilen boya sadece iplik değil, deri, pamuk, yün ve ipek boyamasında da kullanılabiliyor. Fransa da ayrıca köklerden içki yapımında da faydalanılıyormuş. Öte yandan sarılık, kadın hastalıkları ve cilt sorunlarında da ilaç olarak kullanılmış. Bitkinin kökünün tüketilmesinin hamilelerde düşüğe, farelerde ise kansere yol açtığı deneylerle tespit edilmiş. Pek de göz alıcı olmayan bu bitkiden nasıl olup da Türk kırmızısı gibi canlı ve kalıcı bir renk elde edildiğini merak edenler bu karmaşık yöntemi araştırabilir diyerek tanıtımımızı bitirelim.